Cilt bakımı

L'arc-en-ciel blogunun sahibesi Bveç'in daveti üzerine cilt bakım rutinimden bahsedeceğim.

Makyaj ve makyaj malzemelerine olan düşkünlüğüm daha pek küçükken başladı. Cilt bakımı olayına girişimse yirmili yaşlarımın başına denk gelir. İlk ciddi cilt bakım ürünlerimi Paris'den almıştım, Sisley marka. Nefis koktuklarını hatırlıyorum.
Benim cildim oldukça yağlı, gözenekli ve zaman zaman da nemsiz bir cilt. Yıllar içinde cilt bakımında iki altın kuralı motto edindim kendime.
1-Cildini çok temizle
2-Nemlendir, nemlendir ve nemlendir :)

İnsan yaş aldıkça cildin dış tabakası da kalınlaşıyor. Bu da donuk bir görünüme sebep oluyor. İşte bu yüzden cilt temizliğinde hafif eksfoliye eden ürünleri kullanıyorum. Her akşam kutsal su Bioderma H2O ile makyajımı temizleyip ardından Neostrata köpükle yıkıyorum. Neostrata'da meyve asitleri mevcut ve bu da cildi çaktırmadan soyuyor.
Ardından vazgeçilmezim tonik geliyor. Bu aralar L'oreal'in gözenek sıkılaştırıcı salisilik asitli toniğini deniyorum. Eh, fena değil. Daha iyilerini görmüştüm ama :)
Sonraki adım serum. İşte bu adım en sevdiğim. Nem serumlarını çok seviyorum çünkü gerçekten işe yarayanları ciltte harikalar yaratıyor. Body shop E vitaminli serum da hiç fena değil. Yağlı bir cilt için gayet yeterli hatta. Geceleri yatarken nem serumumla EL Perfectionist serumumu karıştırıp sürüyorum kırışık önlemi amaçlı. Serumlar emilince de Clarins Huile Lotus'dan iki damlayı elimde ısıtıp cildime ve boynuma yayıyorum nemlendirici olarak. Bu yağa bayılıyorum. Hem müthiş aromatik kokusuna hem de aslında ekstra yağlandırma yapmamasına. Sabahları ise nem serumunun sonrasında eğer sadece pudra süreceksem L'oreal revitalist nemlendiriciyi -ki bu ürünü de denemek için aldım, ama vasat olduğu için bir daha almam- sürüyorum. Yok eğer BB cream kullanacaksam nemlendirici sürmüyorum, BB cream yetiyor.
Şu anki göz kremim ise yine bir daha almayı düşünmediğim bir ürün: L'oreal revitalist. Bir zararı olmadı ama tüm gün nemli de hissettirmedi bana göz altlarımı. Caudalie'den çok memnun kalmıştım bu anlamda ve yine ona dönebilirim.
Bioderma Hydrobio nem serumunu da bitsin diye arada nem maskesi niyetine akşamları kullanıyorum. Aşırı silikonlu yapısını sevmedim hiç.
Bioderma sebium serumu sivilce çıktığında geceleri kullanıyorum. Hafif kurutuyor cildi. Bir daha alacağımı sanmıyorum.
EL idealist seruma gelince, maalesef bu ürün de fazla silikon içeriyor. Ara ara makyaj bazı olarak görev yapıyor işte :)
Strivectin face scrub, çok sevdiğim bir peeling. Haftada iki kez duşta uyguluyorum. Granülleri minik, cildi yormuyor ve kesinlikle parlatıyor.
İşin doğrusu şu anki rutinimdeki ürünlerden L'oreal olanları sırf merakımdan aldım. Genelde dermokozmetik ürünler kullanmakla beraber, cildime en yararlı olacak ürünü ancak deneyip yanılma metoduyla bılabileceğime inanıyorum. Deneyelim ve görelim şeklinde :)
Saç bakımı için Toni&Guy'ın düzleştiren ve parlaklık veren serumu ile kuaförden aldığım argan yağını dönüşümlü kullamıyorum, memnunum şu an için.
Bir kaç ay içinde anti-aging ağırlıklı bir rutine geçme planlarımı gerçekleştiriyor olacağım. Üzerinde bayağıdır çalışıyorum ürünlerin :) Listeyi oluşturunca paylaşırım.